Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları açıklandığında, öğrencilerin en büyük heyecanı üniversite tercih süreci başlar. Ancak tercih yapmadan önce, öğrencilerin aklında büyük bir soru belirir: "Üniversite tercih listesi nasıl hazırlanmalı? Puan mı sıralama mı daha önemli?" Bu soru hem yeni mezunlar hem de önceden üniversiteden mezun olanlar için yıllardır tartışma konusu olmuştur. Bu yazımızda, YKS tercih sürecinde doğru tercih listesi oluşturmanın inceliklerine değineceğiz.
YKS, Türkiye'deki üniversitelere girişte belirleyici olan bir sınavdır. Öğrenciler, aldıkları puanlara göre sıralanarak tercih yapma hakkı kazanır. Ancak, bir öğrencinin yapması gereken en önemli şeylerin başında puan ve sıralama arasında bir denge kurmak gelir. Puan, bir öğrencinin sınavda ne kadar başarılı olduğunu gösterirken, sıralama bazen o puanın karşılığını bulmasına yardımcı olabilir. Örneğin, bir öğrencinin puanı yüksek olabilir, fakat yerleşmek istediği bölümdeki kontenjanlar ve o bölüm için başvuran diğer adayların sıralamaları da büyük bir rol oynar.
Bu noktada, öğrencilerin kendi puanlarını dikkate alırken, bölümün ve üniversitenin geçmiş yıllardaki kontenjan bilgilerini ve sıralama değerlerini göz önünde bulundurmaları gerekir. Bunu yaparken, sadece kendi puanlarına odaklanmamalı, aynı zamanda tercih edecekleri programın geçmişteki başarı sıralaması ve alınan puanlara dair trendleri değerlendirmelidir.
Üniversite tercih listesi yapılırken göz önünde bulundurulması gereken birçok önemli faktör vardır. Bu faktörler, öğrencinin kendi hedefleri ve beklentileriyle birleştiğinde, en uygun tercih listesinin oluşturulmasına yardımcı olur. Her şeyden önce, öğrencilerin kendilerine bir hedef belirlemesi şarttır. Hedef, yalnızca üniversite ismi değil, aynı zamanda hangi bölümde eğitim almak istediklerini de içermelidir.
Bunun yanında, tercih edilmek istenen üniversitenin sıralaması, bölümün akademik kadrosu, staj imkanları, sosyal olanakları ve mezuniyet sonrası kariyer fırsatları önemli kriterler arasında yer alır. Özellikle bazı bölümlerin mezunlarının iş bulma oranları, öğrencilerin tercihlerini etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Örneğin, mühendislik ve sağlık bilimleri mezunlarının istihdam oranı genellikle diğer bölümlere göre daha yüksekken, sosyoloji veya felsefe gibi sosyal bilimler alanında bu oranlar aleyhte olabiliyor.
Öğrenciler ayrıca üniversitelerin fiziksel koşullarını, kampüs hayatını ve öğrenci kulüplerini de göz önünde bulundurmalıdır. Eğitim hayatının sadece derslerden ibaret olmadığını unutmamak gerekir. Sosyal aktiviteler, gelişim ve gelecekteki iş hayatında edineceği değerli deneyimlerle doğrudan ilişkilidir.
Tercih listesi yaparken ayrıca ‘yedek tercih’ olarak adlandırılan stratejiyi de göz önünde bulundurmak oldukça mantıklıdır. Yedek tercihler, öğrencilerin daha az tercih edilen veya sıralaması düşük olan programları içerebilir. Ancak, bu tür tercihler yapılırken, öğrencilerin yine de kendi alanlarında ilgi duydukları ve kariyer hedeflerine uygun yerler seçmeleri gerekir. Aksi takdirde, istenilenden uzak bir bölümde okumak, hem motivasyonu düşürebilir hem de akademik başarıyı olumsuz etkileyebilir.
Sonuç olarak, YKS tercih sürecinde puan ve sıralama her ikisi de büyük bir öneme sahiptir, ancak bunların yanında araştırma yapmak, hedef belirlemek ve kişisel tercihlere göre sürdürülebilir bir liste oluşturmak esas gerekliliklerdendir. Öğrencilerin, kendi yetenekleri ve noktalarını değerlendirerek yapacakları tercihler, gelecekteki akademik ve kariyer hayatları açısından belirleyici bir rol oynayacaktır.
Unutmayın ki, doğru tercih listesini oluşturmak için sabırlı olmak, araştırma yapmak ve kendi isteklerinizi göz önünde bulundurmak, başarıyı getirecektir. Şimdiden başarılar dileriz!